<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d14995321\x26blogName\x3dLnP\x27nin+Film+Se%C3%A7kileri\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dSILVER\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://lovenpoisonreviews.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://lovenpoisonreviews.blogspot.com/\x26vt\x3d-4411501431289346612', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Salı, Ağustos 09, 2005

Saw (Uncut) (2004)

"**SPOILER**" kısımlarını filmi izlemeyenleri okumasını tavsiye etmiyorum.

İlk izlediğim de pek etkilenmediğim bu filmi bir kez daha izledim ve açıkçası hayran kaldım. Hasta ruhlu piskopatların filmlerinden bıkmış insanlar elbette vardır ancak sinema bir eğlence sektörü olarak ele alındığında bu tür senaryolar ve fikirler sanırım sonsuza dek varolacaklardır. Peki bu filmi beğenmemizin sebepleri neler? Benim sebeplerimi sıralamak istiyorum;

Filmi beğendim çünkü hiçbir noktasında hataya veya sıkıcılığı yer vermeden tamamlanıyor. Popüler müzik gruplarından soundtrack parçaları yerine özgün müzikler (score) kullanılmış. Bütçe ve yönetmenin deneyimleri de göz önüne alındığında kısıtlı olan bu proje çok başarılı bir film olarak karşımızda. Temelinde verdiği mesaj da düşündürücü; "yaşamak için öldürür müsün?". Aynı temaya sahip "House of 9" filmini de izlemiştim geçen ay. Orada da 9 kişi bir eve kapatılıyor ve sonunda 1milyon dolar ile ödüllendiriliyordu sağ kalan kişi. Burada da sağ kalma hikayesi var, ancak sağ kalan var mı? Varsa, ödülü belki de verilmiş en büyük ödül; hayat. Bu açıdan baktığımızda filmi dini olarak bile yorumlayabiliriz, ki ben bu yönden bakmıyorum. Bunu destekleyici **SPOILER** birkaç örnek vermek gerekirse; kurtulan tek kişi uyuşturucu bağımlısı Amandadır. Ve hayatını kurtarırken kendisini de uyuşturucudan kurtarmıştır. Verilen bedeni ve hayatı boşa harcamanın günah sayıldığı dinlere mensup insanları hasta eden bir olgu uyuşturucu. Buradan uyuşturucu yanlısı veya ılımlısı olduğum çıkarılmasın lakin herkesin hayatı kendisinedir. Piskopatımız piskopat olduğundan olsa gerek, bu kişi hapsetmiş ve hayatının değerini öğretmiştir sözde. Kadın da öğrenmiş olsa gerek, vazgeçmiş bu beladan. **/SPOILER** Bunun daha ötesinde olabilir tabii ki film. Hayatımızın değerini bilmemiz gerektiğinden bahseden yüzlerce insan, onlarca kitap bulunmakta. Tabii ki filmlerde var. Bu da onlardan birisi olarak rafa kaldırılabilirdi ama yanımıza alıyoruz bu filmi. Çünkü finalinde hiç beklenmedik bir dönüşle şoke eden o sekans hafızalarımıza kazınmış durumda. **SPOILER** Filmin en başından beri odanın ortasında kanlar içinde elinde bir silah ile yatan bu adamdır aslında başkahraman. Onu bir yerden hatırlarız aslında, doktorun ihmal ettiği hasta. Peki Zep'in suçu neydi bu hususta? Belki de sırf blöf. Zaten sonunda Zep de öldüğünden onun bir anne ve kızı öldürmeyi en başından kabul etmiş olması da yozlaşmış olduğunun bir göstergesi olabilir, belki de bu yüzden cezalandırmaya karar vermiştir onu. Lakin bu devirde hangimiz kendimizi böyle bir durumda bulduğumuzda inanmamayı seçeriz ki? **/SPOILER**

Sonbahar/kış gibi devamı da gelecek olan 'Testere' isimli düşük bütçeli bu suç/gizem/gerilim filmini herkes görmeli, görmeyenlere gösterilmeli. Kendi hayatımızı da sorgulayıp daha farklı bakış açıları kazanmamıza yardımcı olabilir ve belki de unuttuğumuz değerlerimizi tekrardan hatırlayıp 'gözlerimizi açabiliriz'.

DivX izleyenlere özel not: İlk izlediğim versiyon DVDSCR idi, şimdiki ise Uncut DVDRip. İki versiyon arasında pek bir fark yakalayamadım lakin imdb bilgilerine göre normal versiyon 100dk iken uncut 102dk. Saw.DVDSCR.XviD-KSi.avi 103dk iken, gzp-sawuncut.avi 99dk uzunklukta. Bunun açıklamasını bilemiyorum, yine de şunu söylemeliyimki uncut versiyonun sesleri çok kısık ve görüntü kalitesi ise düşük. DVDSCR ise müthiş ses kalitesine sahipken görüntü yeryer siyah/beyaz oluyor ve LGS (Lions Gate Studios) uyarıları mevcut. Takdiri sizlere bırakıyorum. Bu arada bugün, 10 Ağustos, benim doğumgünüm.

1 Yorumlar:

At Cumartesi, Ağustos 13, 2005 8:25:00 ÖS, Blogger Helplessness demiş ki...

Zaten sonunda Zep de öldüğünden onun bir anne ve kızı öldürmeyi en başından kabul etmiş olması da yozlaşmış olduğunun bir göstergesi olabilir...

gayet mantıklı bir açıklama olmuş. Filmde mantık hataları var mı araştırmadım ama olmadığını varsayacak kadar güzel bir film. İnşallah Saw2, Terminator2 havasında bir başyapıt olur.

Ayrıca, bu filmden bahsedip de Se7en'a değinmemek garip olmuş ;)

Benim yorumum: İzletilmeli

+Birkaç gün geç kalsam da doğum gününü de kutlarım...

 

Yorum Gönder

<< Home