<body><script type="text/javascript"> function setAttributeOnload(object, attribute, val) { if(window.addEventListener) { window.addEventListener('load', function(){ object[attribute] = val; }, false); } else { window.attachEvent('onload', function(){ object[attribute] = val; }); } } </script> <div id="navbar-iframe-container"></div> <script type="text/javascript" src="https://apis.google.com/js/platform.js"></script> <script type="text/javascript"> gapi.load("gapi.iframes:gapi.iframes.style.bubble", function() { if (gapi.iframes && gapi.iframes.getContext) { gapi.iframes.getContext().openChild({ url: 'https://www.blogger.com/navbar.g?targetBlogID\x3d14995321\x26blogName\x3dLnP\x27nin+Film+Se%C3%A7kileri\x26publishMode\x3dPUBLISH_MODE_BLOGSPOT\x26navbarType\x3dSILVER\x26layoutType\x3dCLASSIC\x26searchRoot\x3dhttps://lovenpoisonreviews.blogspot.com/search\x26blogLocale\x3dtr_TR\x26v\x3d2\x26homepageUrl\x3dhttp://lovenpoisonreviews.blogspot.com/\x26vt\x3d-4411501431289346612', where: document.getElementById("navbar-iframe-container"), id: "navbar-iframe" }); } }); </script>

Cumartesi, Ağustos 20, 2005

Magdelene Sisters (2002)

Türkçe tam adı 'Magdelene Rahibeleri' olan film, ülkemizde "adıyla filmi özetleme" ekolü dahilinde 'Günahkar Rahibeler' olarak vizyon şansı bulmuştu. Buna birkaç alternatif olarak 'Faşist Rahibeler' veya 'Allah'sız Rahiberler' adlarını öneriyorum. 1996ya dek süren bu çamaşırhane/ıslah evleri tüylerimi diken diken etti. Bir insanın evladını böyle bir yere yollaması için ne kadar geçerli bir sebebi olabilir ki? Ödül almaması imkansız olan filme hayran kaldım. Üç genç üzerinden anlatılan yüzlercesinin acı dolu, insanlığa yakışmayan hikayesi...

Rose, piç doğurduğu için; Margaret tecavüze uğradığından ve Bernadette ise oğlanlara baktığından dolayı kapatılmıştır bu ıslahevine. Aslında bu ev, dinin ve disiplinin evi değil. Bu ev belanın evi, işkencenin evi. Günahın ve kötülüğün evi bu ev. Suçsuz bedenlerle dolu, ebedi yalnızlığa mahkumların evi. Böyle bir yerde isyan olmaz mı? Elbette ki olur. Ancak rahibeler durdurur. Film de beklenildiği gibi gidecektir aslında. Birkaç göze batan kişi kurtulacaktır sonunda. Peki ya yaralanan olmayacak mıdır bu sırada? Tabii ki de olacaktır; oğluna kavuşamayan, adını bile öğrenemeyen Crispina'yı delirteceklerdir burada. Peki ya diğerleri? Ölenleri, delirenleri kabullenip yaşayabilecekler midir? Kırk yıllık çamaşırhane görevlisinin sembolik ölümü bunun en acı habercisi. Baş rahibenin kasanın anahtarını kaybedişi ve bir 'suçlu'nun anahtarı bulup da söylemeyişi kaçışın en büyük habercisiydi. Adeta cennetin kapılarının anahtarıydı bu. Kapının gerçek anahtarını vermemek için savaştığı sırada kasanın anahtarını gören baş rahibe parayı seçti sonunda. Cennetin o yer olduğunu düşünüyordu herhalde. 'Suçlu'lara göreyse cennet dışarısıydı ve kavuştular sonunda bu hayallerine.

Bir sahnesinde O'nun Adı Joe'yu gördüğümüz 'Günahkar Rahibeler' bir çırpıda aktı gitti. Akıllarda soru işareti bırakmadan gitti. Bu tür yerlerin sonuncusunun 1996 yılında kapatıldığını söyledi. Peki ya bu tür yerler bugün yoksa, bu kadar çok kökten dinci ne yapıyor evlatlarını? Böyle insanların bugün hala yaşadığını hepimiz biliyoruz ve bu konuda hiçbir şey yapamıyoruz. Çünkü insanlığımız bunu gerektiriyor. Peki ya onlar insanlıktan nasiplerini almamışlar mı? Bunu burada sorgulamak bana düşmez ama bu tür insanları kendi inançlarının kurallarıyla çürütebilmek son derece mümkün. Ana karakter Bernadatte'nin sözleriyle desteklemek istiyorum; "En büyük günahlar bile böyle bir yerin varlığını haklı çıkarmaz." Ve bana göre insanı günahlarından arındırma başka bir insana ve işkence kullanımına düşmez. Hele hele Allah adına bunu yaptığını söylemek günahların en büyüklerinden olmalı.

Bu tür inançlarla dolu bir toplumda yaşadığımızı -film her ne kadar İrlanda temelli olsa da her ülkede böyle insanlar vardır- ve kökten dincilerin yüzlerini bir kez daha bu film sayesinde görebildiğimden dolayı son derece mutluyum. Din karşıtı da olmadığımı -eğer okuyan varsa- bildirmek isterim. Mutlak inancın dışına taşanları anlayamıyorum sadece. Bir atasözü ile bitirsem yeridir diyor, tüm blogsterlara hayırlı sabahlar diliyorum; "Her koyun kendi bacağından asılır."

2 Yorumlar:

At Pazar, Ağustos 28, 2005 3:55:00 ÖÖ, Anonymous Adsız demiş ki...

"Allahsız Rahibeler" iyidir erek dili baz alırsak, evet.

 
At Pazar, Ağustos 28, 2005 4:01:00 ÖÖ, Anonymous Adsız demiş ki...

ayrıca ben de bir atasözü eklemek isterim efendim: Para ile imanin kimde oldugu belli olmaz.

 

Yorum Gönder

<< Home